Eve tam girdim ki bir de baktım “Siyah” kulaklarına pamuk koymuş tekli koltukta oturuyordu. Sürtük Peri de son ses “Hoşuna mı gidiyor?” açmış, kendisi de bağırarak söylüyor. Siyah’a ‘hayırdır’ der gibi göz kırptım. Kucağında yarım kalmış kitabıyla şişinmiş bir vaziyette eliyle deli işareti yaptı. Geçtim diğer tekli koltuğa bende seyretmeye başladım. Benim hiç farkımda değildi bile… Hatta başka dünyada gibiydi… Elinde televizyon kumandasını mikrofon yapmış sanki karşısında bir sürü seyirci vardı… Koltuktan yere zıpladı dans ederek şarkıyı söylüyordu. Belli ki isyanlardaydı. Kafası da atıktı… Şarkının “OoOoO” kısmındaki hallerini görmenizi isterdim. Güleyim mi kızayım mı bilemedim… Sevimlilikten ölüyordu… En sonunda şarkı bitti bizimki de durdu ve o anda beni gördü. Kalktım yerimden müziği kapadım

Siyah da pamukları çıkardı kulağından

“Sonunda… Hiç gelmeyeceksin sandım… Bayılacaktım… O nasıl detone bir ses aman Yarabbi!”

Peri hemen cevabı yapıştırdı

“Ayağınla ritim tutuyordun ama ne haber!”

“Sana değil müziğe tempo tuttum”

“Hııı, tabii tabii… Hık!”

Atışmalarını bölerek konuya girdim

“Hayırdır? Ne bu halin?”

“Aşırı stress ve son üç gündür yediğim fırça darbelerinden sonra kafa dağıtalım dedik fena mı ettik yani? Hık! Ha bir de insanların şizofrenik yaptığı şeylerden de fenalık geldi. Herkes işine baksa daha mutlu olacağım sanki. Hık! Ama nerdeeeeee! Bu Siyah da geriyor beni. Kasıntılıktan ölecek…”

“Eeeee ne yapalım peki? Çözüm ne?”

Siyah lafa girdi

“Çözüm belli, daha çok çalışacağız. Başarı, insanlara verilecek en güzel cevap olacaktır bence… Peri’nin deyimi ile “Atarlı, giderli hallerimizi başkalarına değil… En büyük atarı kendimize yapacağız” Boş ve gereksiz şeylere kafa yormayacağız. Bırakacağız insanları kendi pisliklerinde boğulacaklar. Sabah erken buluşacağız ve ofiste her gün düzenli çalışacağız. Ben daha çok araştırıp okuyacağım. Peri de daha çok gezecek…”

Peri ayakta sallanarak elleriyle alkışladı

“Tebrikleeer! Çok bilmiş “Siyah” efendi üstün zekâsı ile çözümü buldu bak. Bana ihtiyacınız yok işte! Benim fikrimi alan var mı? Yok! Ciddiye alan var mı, yok! Peh… Gel Peri, git Peri! Bir de sabah erken geleceğim… Akşama kadar tam mesai yani… Vay vay vay! Terapi’ye gitmem gerekecek bence ya da gelsin şişeler… Hık!”

Ben devam ettim

“Seni mutlu edecekse sana bir teklifte bulunayım. Siyah ve ben her akşam son ses müzikle seninle enerjimizi atana kadar avaz avaz şarkı söyleyelim mi? İster misin?”

Peri önce Siyah’a baktı

Siyah’ın yüzü şok olmuş bir şekilde bana döndü

“Deli bu be! Bununla bağıra bağıra şarkı mı söyleyeceğiz? Ben bir de! Biri görse rezil olurum!”

Peri o kadar keyiflendi ki… Kahkahalar atmaya başladı

“Yapacak bir şey yok. Daha fazla çalışmamız gerekiyorsa onun da gönlünü yapmamız lazım” dedim

Siyah, sinirden ağlayacak gibi oldu ama pes etmiş bir vaziyette kafasını salladı

Peri rahatlamıştı sanki…

“Ben uyumaya gidiyorum… Yarın için çok güzel planlarım var. Hık!” gülerek odasına gitti

Siyah bana döndü

“Bu deliyi sen sardın başımıza. Olacaklardan ben sorumlu değilim. Gidip hava alsam iyi olacak. İyi geceler”

“İyi geceler”

Tam kapıdan çıkıyordu ki arkasından seslendim

“Siyah!”

“Efendim”

“Teşekkür ederim. Sen olmasan önümüzü göremeyiz, biliyorsun değil mi?”

“Sorun değil” dedi ve gitti

Bende sabah erken kalkmak üzere uyumaya gittim

Peri’nin odasının önünden geçerken uykusunda homurdandığını duydum

“Tamam ya, ne kızıyorsun”

Sevgilerimle