Bu yazı gelen yoğun elektronik postalara cevaben yazılmıştır
Yazı serisi olarak yazmış bulunduğum ve uluslar arası bir proje olan “SAKRAMENT” benim gözümün nurudur. Bölümleri ara vererek yazmamın nedeni ise tamamen ince eleyip sık dokumamdan kaynaklanmaktadır.
Gelelim serinin sorularına…
Dizi ve film projesi olarak yazdığım bu seri doğru zamanda ve doğru yerde tamamlanacaktır. Ben her zaman sahneyi alkışlar eşliğinde bırakmayı severim. Asıl cesaret kalmak değil, gitmeyi göze alabilmektir.
Bütün sorularınızı içten cevaplamayı çok isterdim ama bu mümkün gözükmüyor. Neden “Sakrament” diye soranlar ve araştırıp “Hıristiyanlık” diye fikir yürütenler çok fazla… Bence ‘çok fazla takılmayın’ derim. Bazen anı yaşamak gerekir. Kaldı ki; bölümler ilerledikçe kendi gözlerinizle şahit olacaksınız.
“Neden?” sorusuna ise cevabım elbette ki var!
Biz yanık kalplere su serpmeye,
Kırık gönüllere merhem olmaya,
Viyana kapılarında yarım kalanı tamamlamaya,
Kaderin üzerinde de bir kader olduğunu göstermeye,
Bu ahir zamanda aşk denilen bedensel arzuları aşağılamaya,
Yavuz Sultan Selim Han’ın ilmini ve adaletini geri getirmeye,
Duaların sonundaki Âmin zikrine EyvAllah demeye,
Sizlerin ‘olmazlarınıza’ eşlik etmeye,
Gözlerinizdeki yaşları silmeye geliyoruz
Sevgilerimle,
Didem Dizdar